20 Aralık 2012 Perşembe

gelmişti geçiyor...


Uzun zaman oldu yazmayalı,düşündüm de yeni bir yıl yaklaşıyorken ben de ikibinonikiyi unutmamak adına not düşeyim buralara :)
Acısı da oldu sevinci de ama mutluluğu daha mı çoktu ne !

* Ocak ayı itibariyle abimin iş değişikliği sebebiyle hop ayın 19unda kendimi sevgili annanemle hop Şehr-i İstanbul da buldum :) Zorunlu gelişler bazen insanı yoruyor bu bir gerçek.Nitekim yılın ilk ayıyla birlikte anişle beş aylık İstanbul sürecimiz başlamıştı...
* Şubat ayımız eve alışma,yerleşme,anaokulu gitmeler gelmeler ile devam etmiş hatta 10 Şubatta fatsa
daki komşularımla bir gezi için sözleşmiş uçağa atlamış samsun semalarını gezinmiş gerisin geri gökyüzü maceram bitmiş hava muhalefeti yüzünden uçak geri döndü Sabiha gökçene :)  hem macera hem yorgunluk hem geziden geri kalmak yanıma kar kalmıştı...Ama dayanamadım yine gittim sonradan :)
* Ah Mart ayı bizi çok üzdü çok burada da bahsetmiştim tam iki ay olmuştu ki 19 martta herkes şok olmuştu ki sevgili mavi gözlüm annanem bizi bırakıp gitti dedeme kavuştu :(...
* Ve benim için kırk günlük bir süreç teyzoşumun evinde geçti...
* Güzel şeyler de oldu olmadı değil,yağmurlu bir hava da yola çıkmış o güzel lale bahçelerini gezmiş Emirgana gitmiş,Pier loti den Haliçe bir merhaba demişiz...
* Teyzoşumun öğretmen oluşu 5.sınıf mezuniyet durumlarından sebep Maltepe-Eminönü arasında tam iki ay gidip gelmiş Eminönü,Mahmutpaşa yı didik didik öğrenmiş bulunmaktayım...
* Mayıs ayında çok güzel bir düğüne misafir olmuş çok güzel günler yaşamışız ailecek...
* Yine teyzemin sayesinde tanıdığım çok güzel bir aile sayesinde Şile-Ağva yı görmek nasip olmuş bir gece misafir olmuşuz evlerine :)
* Haziran 27 fatsa ya dönmüş bizim ufaklığı erkekliğe ilk adımı attırmışız temmuz 13 de :)
* Yıllar sonra bir araya geldiğim ortaokul-lise sıra ve sınıf arkadaşımı da evlendirdik bir temmuzda çok da eğlendik çok da güzel gelin oldun canım arkadaşım :)
* Ve sonrası tam 4 ay anişle köy keyfi sürmüşüm en güzeli de bol bol güneşlenmiş balkonda yemiş içmiş misafirler ağırlamış , kitaplar okumuş( ama öyle dolu dolu değil sizler gibi :)),gel keyfim gel yan gelip resmen yattım ne yalan diyeyim :) Köy diyorum ama deniz manzaralı köylerdendir bizim oralar :)
*Ah tabiki bu zaman zarfında hiç ummadığım zamanda hayatıma giren kişi hiç ummadığım şekilde hayatımdan çıktı gitti iyi mi oldu acısı kötüydü ama derslerle doluydu benim için sonu hayırlı oldu en azından...
* Ve hayatında benden vazgeçemeyen benim de vazgeçemediğim kişi tekrar hayatımda oldu iyi mi oldu evet iyi oldu inşallah devamı da iyi olsun gelecek yılda :))
* Hayatımda ilk kez doğum günümde pasta kesmedim :( çok içerledim ama ona da alıştım bir anda :)
* Çok yakın arkadaşımla iki sefer bir arada oldum minik Öykü nün ikinci yaş günü dolayısıyla ve çok güzel anlar yaşadık hep beraber :) Ayza cım çok teşekkürler sana da :)

Tabi ki herkes gibi benim de beklentilerim oldu bu yıldan gerçekleşti mi derseniz pek değil :( ama yine yeni yıldan beklentilerim olur mu insanız olmaz dersek yalan olur değil mi :) Ne yapalım en azından sağlığım yerinde ailem iyi deyip kendimi mutlu etmeye her andan zevk almaya devam ediyorum edeceğizde :)
yılın yaşanmışları bu kadar az çok sadece ilerisi için not düşmek istedim buraya kadar okuduysanız teşekkürler adostlar :)
Sevgiler...


24 Kasım 2012 Cumartesi

Sardunya,begonvil,deniz,zeytinyağ,şarap,bozcaada ve...


Asma Pansiyon  !


Bir gün de okuduğum Işıl Şenol'un kitabını ben çok beğendim.

Bozcaada da bir pansiyon da geçiyor hikaye. Madam Yenola ,Ekrem Bey,Feryal Hanım,Belma ve oğlu Cem,Demir,Defne ve Yahya Bey 'in yaşadıklarını anlatıyor.Dili çok anlaşılır ve sizi alıp Bozcaada 'ya bırakıyor sanki okuduklarınız.O kadar güzel ki anlatılanlar ve Madam Yenola'nın yaşadığı ve içinde sakladığı O Aşk ! 

Benim bu kitap ile tanışmam da çok anlamlı ama onu da anlatmalıyım :)
Blog arkadaşlarımdan Özlem'in okuduğu kitapları paylaştığı blogunu arşınlarken orada rastladım bu kitaba en çok satılanlar kısmında da görmüştüm D&R de.Bir söz çok hoşuma gitti ve ben de o sözü facebook sayfamda paylaştım ve canım Özlem ''Asma Pansiyon'' dan değil mi bu dedi :) evet dedim hatta senin blog dan aldım :))
Aaa burcucum hemen adresini ver sana kitabı göndereyim demez mi :)  ah dünyalar benim oldu ve canım blog arkadaşımın hediyesi olan bu kitap benim için daha değerli oldu ve bir gün de okundu :)
Buradan kendisine bir kez daha teşekkür ederim.



Ve bana not yazmayı da unutmamış :)

Ve kitap'dan...

''İnsan ümidini kesince beklemeyi bıraktığı her şey gelir düşer kollarına '' çok hoşuma gitti ve bu söz dür tanışmama vesile olan Asma Pansiyon ile...

''Olmayınca olmuyor işte,boşuna çalışıyorsun başkasının hayatından.Kendime kızıyorum aslında,doğru düzgün bir eş ya da gerçek bir sevgili olamayacaksan girmeyeceksin başkasının yaşamına , kimsenin hayatından çalmayacaksın.Bunu bilse de insan gönlü kayınca kendini durduramıyor.''

''İnsanlar daha doğarken,ellerinde olmadan,sınırların içine konuluyor.Toplumda bir yerimiz olsun istiyorsak oyunu kuralına uygun oynamak zorundayız.''

Ve dahası kitap da! Artık diğer güzellikleri sizler okuyarak keşfedin ...

Bu güzel anlamlı ve özel gün de Tüm Öğretmenlerin Öğretmenler Gününü Kutlarım...Öncelikle annemin,babamın:( teyzelerimin kızkardeşim Ezom'un ve blog arkadaşlarımında günleri kutlu olsun.Nice yıllar yaşayıp görün inşallah :)

Çok sık yazamasamda ihmal etmemeye çalışıyorum blogumu ,herşey aynı herşey yerinde,yine bir ay bir yıl bitmek üzere buralar soğuk yağmurlu anneyle geçinip gidiyoruz ana-kız :)
Öyle işte hayat!

Hafta ya kısa da olsa Şehr-i İstanbul'a kaçıp geleceğüm inşallah :)
Sevgiler benden güzel haftasonlarınız olsun ....

10 Kasım 2012 Cumartesi

Mavi Gözlü Dev Adam !


Sevgili Mustafa Kemal ATATÜRK!

Ölümünün 74.yılında Seni Sevgiyle,Özlemle,Saygıyla Anıyoruz.
Umuyorum ki ! yattığın yerde huzurlusundur...
İzinde olmaya yaşadığımız sürece devam edeceğiz !
Ruhun Şad olsun ...



Not: paylaştığım kare tv de yayınlanıyordu ve çok beğendim....

3 Kasım 2012 Cumartesi

Tam İki seneyi doldurdu !


Bugün Baba'msız tam iki seneyi doldurduk :(



Yazıcak çok şey yok aslında,zaman geçtikçe hüznü,yokluğu daha çok koyuyor insana...Hayatın devam ettiği,siz isteseniz de istemeseniz de güneşin doğup battığı bir hayat bu ! Çok şeyler yaşayıp çok şeyler görüyoruz...O'nsuz neler olmadı ki ! Kız kardeşim,kuzenim evlendi.Abimler İstanbul'a taşındılar.Annanem göç etti bizi bırakıp dedeme,damatlarına kavuştu...

Ne hüzünler ,ne acılar ve tabi ki mutluluklar da oldu ,aşk da sevgi de !

Ben  O'nunla tam dokuz ay bu hastalığı birebir yaşadım,ilk duyan,karar vermek zorunda olan hep ben oldum,hissettim,ağladım,uykusuz geceler yaşadım :( Ne zaman Kasım gelse bana başka türlü bir hüzün çöker yüreğime istemesem de !

Artık her aynaya baktığım da ,saçlarımı tararken , dişleri mi fırçalarken , makyaj yaparken o hep benimle :) kalbimde olmasının yanında sağ bileğimde her yerde benimle !
 Çok severek yaptırdım ,isteyerek, acımadı ve de çok da güzel oldu.

Bugün O'nun için dua yaptık evimizde.Allah Kabul etsin.

Uzun lafın kısası kimseyi sıkmayayım sadece bugünün anısına not düşmek amacım...

Seni Çok Seviyorum Baba'm !

Mekanın Cennet Yolun Işık Olsun !
Nurlar içinde Yat...
(Amin)

Sevgiler Herkese güzel hafta sonları...

1 Kasım 2012 Perşembe

Hoşgeldin Kasım !





Sweet November !





Hoşgelmişsin Kasım! umarım boş gelmez dolu dolu gelirsin demek geliyor içimden ...
Çok severim bu filmi ' Kasım da Aşk Başkadır ' ...

Anlamı,yeri,zamanı,izlediğim kişi çok anlamlı çok değerlidir .( bir de kendisi anlasa )

Kasım Hoşgelmiş de ! bize bu ay ayrıca hüzünde getirmiş iki sene evvel :(
Doğa da ki değişim gibi herkesin hayatında ,evinde,işinde değişimlerin olduğu ,olacağı bir ay sanırım ...
Yine anlamlı yine de güzel acısıyla hüznüyle...


Daha çok yazmaya,daha çok paylaşmaya karar verdim umarım gerçekleştirebilirim bunu :)
Okuduğum kitaplar var okumayı bekleyen,okunması için yollarda olan :)
Bir yolculuk var gitmeyi istediğim, ve gelmesini beklediğim biri de var uzaklardan ! (inşallah diyorum)

Kutlanmayı bekleyen doğum günleri var dolu dolu,hatta doğması beklenen bebişler...

Herkese, her birinizin hayatına, işine, beraberliğine, evliliğine yaşamınızın her anına güzellikler getirsin Kasım !

Sevgiler ...


25 Ekim 2012 Perşembe

Bayramdan Bayram'a ...


İyi Bayramlar :)





Başlığa bakarsanız bloguma da uğrarsanız sanki bayramdan bayrama uğramışım gibi oldu :) ama aslında öyle değil ben bu aralar kullandığım turkcel vın ın gazabına uğruyorum malesef her yerde çekmiyor beni sinir ediyor,yoksa paylaşacak çok şey var bekleyen :) şuan bayramlaşmak için teyzoşuma geldik bulancak 'a ordan yazıyorum.

Herkese mutlu,huzurlu,sağlıklı kazasız belasız bir bayram diliyorum.Malum bu bayrama kaza bayramı der büyükler.Ben kurban kesme taraftarı olan biri değilim açıkcası bana toplu hayvan katliamı gibi geliyor her ne kadar sevabı olsa da etle de arası iyi olmayan benim için öyle malesef :)

Bu güzel çiçek teyzemin çilli Orkidesi  :) blog dostlarımı selamlar ve tekrardan

 İyi Bayramlar diliyorum :) hepinize

Sevgiler ...


20 Ağustos 2012 Pazartesi

İyi Bayramlar !



Herkese Ailesiyle ,Dostlarıyla , Sevdikleriyle geçireceği güzel, mutlu ve huzurlu bayramlar diliyorum :)
Sevgiler...

9 Ağustos 2012 Perşembe

Nerelerdeyim...



İşte buradayım !



Bu güzelliklerin arasındayız annem ile ikimiz :)




Bu güzel çiçekler evimizin merdivenlerinde bulunuyor tam kapının önünde ve o kadar güzel kokuyorlar ki , inanılmaz güzeller ...


Ya bunlara ne demeli renklerin güzelliğine doymak imkansız burada...


Bu sene bu kelebeklerden o kadar çok ki her yerde,her çiçekte ,asma da ,böğürtlenler de evin için de her yerdeler...


 İşte bunlarda Sevgili Babam'ın diktiği ondan bize kalanlardan biri sadece en sevdiğim meyvelerden biri Böğürtlenlerimiz toplanmayı ve reçel olmayı bekliyorlar :)



Renklerine,tadına diyecek yok ! Her gün dalından toplamak her toplayış da iç çekmek...



Ufaklığın eli değmeden olmuyor burada işler :) hala ben de toplayabilir miyim diye sabitler kendini evet diyesiye kadar :)



Ve bunlarda ertesi gün reçel olan böğürtlenlerimiz :)




Balkonumuzdaki beyaz asma üzümlerimiz Eylül ayını bekliyoruz toplamak için bu yıl her zamankinden fazlalar...Bu da babamızın bize bıraktıklarından...


Bunlar da misafirlerimiz :) annem burcu gel sessiz ol ama fotoğraf makineni de al deyip bak ne göstericem demesiyle çektiğim misafirlerimiz :)


Şeftalilerimiz bunlarda bizim buralarda köy şeftalisi derler Zerdali dediklerinden...


Bu  ağaçda ki meyveleri bizzat ben topladım aşağı da fotoğrafı mevcut !



İşte bu gördükleriniz minyatür elmalar :) reçellik elma diyorlar bizde.Ve bunlarda reçel olucaklar...

 İşte ben uzun zamandır burdayım.Bu güzelliklerin arasındayım annemle ,zaman zaman kız kardeşim ve eşiyle...
Her sabah kuş sesleriyle uyanıyor,hatta o seslerle yatıyor uyku girmezse gözüme ki bu günlerde sahur için bekliyorum ağustos böceğinin sesini dinliyorum gece boyu :)

Her gün çeşitli kuş seslerini duymak melodilerini dinlemek o kadar güzel ki bir de manzaramız var ki anlatmak değil yaşamak lazım...Ezel der ki ; abla ne farkı var şimdi buranın o sevdiğin İstanbul'un boğazından diye :)
yani ben bu güzellikler arasında kah seviniyorum,kah hüzünleniyorum zaman zaman, ama mutlu olduğum anlar 
daha fazla emin olun :) şükrediyorum yaradana bu güzellikleri görüp duyup yaşadığım için ...

Deniz manzaralı,kuş sesleri arasında bir ay içerisinde o kadar çok kitap okudum ki ; bana göre çok yani bu zamana kadar yazın okuyabildiklerim arasında çok.Onlarıda başka bir başlık altında paylaşıcam sizlerle.
Pek arayı açıyorum bu aralar farkındayım ama ne yapayım olmuyor bazen istesemde...Herkesi merak ediyorum aslında fazlasıyla, internetin net çekmediğinden sebep salıyorum blogu işte...

Artık daha sık yazmak gerek , ramazanın bitmesine az kaldı,yaz da bitti bitiyor neredeyse geldiğimden bu yana üç sefer gittim denize :( malesef havalardan sebep...

Beni merak edenler olmuştur iyiyim ben :) anlayacağınız :)
Herkese güzel günler,güzel hafta sonları diliyorum...
Sevgiler


27 Haziran 2012 Çarşamba

Gidiyoruz...





Gidiyoruz ! 
Dönüyoruz Fatsa 'ya  bizim ufaklığı da alıp yaz tatiline gidiyoruz :)
Ocak 19 da başlayan Şehr-i İstanbul misafirliğimiz acısıyla tatlısıyla güzel günleriyle şimdilik bitiyor...Sanırsam eylül de buluşacağız tekrardan :))

Dolu dolu iki hafta sonu geçirdik henüz burada paylaşamadığım, biri Şile-Ağva da diğeri yine yeniden Begonvil'den de anlaşılacağı üzere Büyük Ada da.Gitme telaşına düştü blog sahibesi :) artık kendisine ve blog arkadaşlarına evine dönüşte zaman ayıracak İnşallah (amin) ...

Bu akşam gidiyoruz .Yarın kısmetse evimizdeyiz...Çok istedim ama bir türlü görüşemediğim blog arkadaşlarım vardı yok havalar yok şu bu derken yapamadım :( çok üzgünüm ama dua ediyorum bir daha ki sefere diye bu kez şunu anladım ki İstanbul'da olup da görüşememek en sevdiklerinle olabiliyormuş hakikaten...

Güzel şeylerle sizlerle olmak dileğiyle :)
Herkese güzel haftalar,güzel tatiller, güzel hafta sonları olur inşallah...
Sevgiler...



12 Haziran 2012 Salı

Gitmeden,yaşamadan olmazdı...



Biliyorum, epey zaman oldu buralara uğramayalı, yazmayalı.Aslında hiç de boş kalmadım desem daha iyi olur Bir gün telefonuma mesaj geldi hadi ama bir ayı geçti yazmıyorsun seni merak ediyorum iyi misin diye :) gerçekten de olmuş hatta iki ay'ı geçmişim :( yazamadım bazen canım istedi vakit bulamadım bazen de içimden gelmedi diyelim...

Başlıkta da yazdığım gibi gitmeden olmaz bir yer burası Büyükada !
Her 23 Nisan da tv de görür birgün bende orda olmak istiyorum nasıl bir şey yaşamak istiyorum deyip dururdum...Hazır o gün okullarda tatilken teyzemin velilerinden samimi olduğum hatta teyzemin deyişiyle -kankalarımın kanına girdim ve kandırdım :) allahdan biri daha önceki yıl gitmiş de yabancı değildik duruma :)
Sabahın erken saatlerinde buluştuk.önce maltepe iskeleden yola çıkacaktık ama o gün resmi tatil olduğundan feribot yokmuş :( doğru bostancı iskelesine devam ettik etraf o kadar ıssızdı ki içimden sanırım biz varız gidecek sadece dedim :)) ama bostancıya geldiğimizde hepimiz şok olduk bizim gibi olan bir sürü insan hatta kadınlar matinesi desem daha doğru olur :))

Feribot kalkıyor istikamet Büyükada !



Ada' ya yaklaşırken...




Ada iskelesine yaklaştığımızda etraf çok ıssızdı, biz de herkes gibi diğerlerini takip ederek yola devam ettik sağa doğru yola döndüğümüzde fikrimden vazgeçtim saat belki on bile değildi ama neredeyse fayton kuyruğu iskeleye doğru uzanacaktı ...





Fayton sırası !

Bu kalabalığı gördüğümüzde yasemin abla daha önceden de tecrübeli olarak  yürümeyelim dedi ama sırada gelmek bilmiyordu hadi dedik yavaş yavaş çıkalım ve yola devam...Etrafta her yerde şeker,taçlar ve yakmak için mumlar satılıyor renk renk hepsinin de bir anlamı var ...




Gidip görenler bilir ben ilk defa gidiyorum.Ne tarafıma bakacağımı şaşırdım desem :) o kadar güzel ki herşey evler,bahçeler,ağaçlar her yer durgun sessiz etraf atların bıraktığı izlerin kokusu dışında harika kokuyordu.Ki bir süre sonra o kokuya da alışıyorsunuz malesef....



Bu evi fotoğraflarken hep aklımdaydı sevgili Leylak Dalı :)


Bayıldım o renk renk çiçek saksılarına,neler yaşandı diye geçirdim hep içimden kim bilir bu güzel evde...



Bu güzel yerde çay molası verdik :) sanırım kültür derneği yazıyordu tam olarak hatırlayamıyorum şuan :(
Portakalları hala duran ağaçlı köşk diyelim :))



Almadan olmazdı ! Şuan tam hatırlayamıyorum ama ;
Sarı ; Şans / Beyaz ; Sağlık / Mavi ; Kariyer / Kırmızı ; Aşk / Pembe ; Evlilik / Ebruli ; Huzur
İşte renkler bunları ifade ediyordu...Aslında her yerde farklıydı yani bu sizin bu tip şeylere inanmanız
ile alakalı bir durum sanırım.Çünkü önce ki senelerde gelip dilekleri kabul olanlar şeker dağıtıyorlardı,hatta bizde Yasemin ablam için dağıttık :) onunkiler olmuş ....


Beni yalnız bırakmayan güzel insanlar :) Yengem(Sevda),Yasemin ablam,Yücel Ablam ve Tuanam ...İki tanede ufaklığımız vardı yanımızda ama onlar keşifdeler sanırım...




İstanbul'un simgelerinden biri Erguvan Ağacı


Bu ağaç çok değişikti ama adını bilemiyorum.




Aya Yorgi ' ye yürürken...
Hiç yorlumadan çıktık yollar gidiş için tenha idi. Hayvancıklar çok yoruldular çok üzüldük onlara nefes nefese kalıyorlardı her çıkışta :(



İşte bu da o meşhur ip çekme durumları :) bizde çektik kiliseye kadar ama bizimkiler erken bitti , bir sürü kuralı varmış nereden bileyim.Kopmayacakmış,kimseyle konuşmayacakmışsın bitene kadar ki bu imkansız yani ipler dolanıyor kalabalık hat safhadaydı bu süreçde yollarda sağlı sollu satıcılar tabiki bu özel günü fırsat bilenler var dı her zaman ki gibi ama herşeye rağmen ben çok eğlendim :)



Saat tam olarak 10:30 da kilisenin önündeydik.Asıl kalabalığın burada olduğunu gördük.
Ben ve yengem kalabalığa karıştık malum mumlarımızı yakıcaktık :)
Bu arada kiliseye çıkarken bir çok grup vardı bedava İncil dağıtan,sizin için dua edelim diyen,gösteriler yapan şarkılar söyleyen...Bir nevi misyonerlik yapıyorlardı diyelim dinleri adına.




Girişte mumlarınızı yakıyorsunuz sonra kilisenin içine giriyorsunuz.Ben bu ritueli çok severim açıkcası belki inancımızda yok ama yinede dua ederek yaktım:) Birde orada daha önceden gelip de dilekleri kabul olanlarayağ getiriyormuş ve bu yağlar tüm kiliselere dağıtılırmış meşalelerin yakılması için kullanılırmış.




İçeri de fotoğraf çekmek yasaktı ben de giriş kısmını çekmeye çalıştım...
İçeride neler var derseniz bir sürü İkonalar var dualarda,tütsü kokan bir ortam herkes dileklerini kağıtlara yazmış Hz.İsa 'nın ikonalarına sürüyor,öpüyor sonra ayrılmış yerlere oturup dualar ediyorlar.en son çıkarkende dileklerini kutuya bırakıyorlardı.Biz yazmadık dilek ama içimizden geçirdik :)



İnişimiz çıkışımız kadar kolay olmadı aslında,çok sıcak ve kalabalık idi resmen insan seli vardı diyebilirim.Bizim erken çıkmamız gerçekten işe yaradı yeni gelenleri gördükçe :) Hatta bazıları yukarıda ne var ya da daha çok yolumuz var mı diye sordular ve geri bile döndüler diyebilirim...


Uzaklardan İstanbul...


Ada ile bütünleşmiş Köşkler ve Faytonları...



Dönüş yolunda İskelenin durumu,yollar cafeler her yer dop doluydu biz çok oyalanmadan çocuklarda olunca vakitlice döndük çünkü ertesi gün planımızda Eminönü vardı :)


 Heybeliada 'ya el salladık...


İşte bunlarda İstanbul'un vapurlarıyla,feribotlarıyla bütünleşmiş Martıları :) O kadar güzel ki onlarla yolculuk eee birde simit sunarsanız onlara deymeyin keyiflerine...

Çok güzel bir gün yaşadım 23 Nisan da BüyükAda 'da...Evet epey zaman oldu gideli-göreli ama ben ancak vakit buldum yazmak için sadece günlüğüm olarak da düşündüğüm blogumda olsun istedim geriye dönük okuduğumda hatırladığım.Bu arada bugünün devamı olarak 24 Eylül de varmış :) yine orada olabilirim :) neden olmasın değil mi :)

Çok yoğun bir Mayıs ayı geçirdim ben.Teyzemin öğretmen olması ve bu sene mezuniyet yılı olması (5.sınıf ) ,
hazırlıkları,kıyafetleri,gösterileri derken ben belki hafta da iki sefer Eminönüne gittim desem yalan olmaz.Bu kadar yoğun bir günler geçirince yazmak zor oldu...

Hepinizi merak ediyorum,yazdıklarınızı,okuduklarınız,dinlediklerinizi,yaşadıklarınızı...
Memlekete dönünce bunun için daha çok vaktim olur diye inşallah dua ediyorum.
Okullar da kapandı çocuklarınıza iyi tatiller diliyorum ve evde olmalarından sebep allah kolaylık versin :)

Herkese güzel günler dilerim...

Sevgiler...




2 Nisan 2012 Pazartesi

Tam 15 gün oldu


                     İşte bu O'nun bahçesinden bize kalan Kızılcık ağacı'nın açmış olduğu sarı çiçekleri...

O kim diye sorarsanız o benim Mavi gözlü Beyaz saçlı tatlı mı tatlı osmanlı kadını olan altı çocuk annesi tam üç sene önce yaklaşık aynı saatlerde gece 02:52 de altmış senelik eşinden ayrı düşen ama şuan kavuşmuş olan ANNANEM :( 

Onsekiz mart pazar sabahı dönmüştüm Fatsa 'dan.Geldiğimi haber vermiştim teyzeme ama o yine dayanamamış benimle konuşmak istemişti ve uzun zamandır ilk kez sesi çok güzel geliyordu bu sefer hiç dememişti rahatsızım bir yerlerim ağrıyor diye 81 yaşındaydı ama yaşlılık hastalıkları dışında gözle görünen birşeyi yoktu...

Gece bir telefonla uyandım saat 02:52 teyzem -burcu çabuk gel annaneni uyandıramıyorum birşey oldu ! hemen annemi de alıp gitmiştim yanına biz maltepe de teyzoşum altıntepe de oturuyordu...gittiğimde 112 servis gelmiş müdahale ediyorlardı ama kapıyı açtığımda o cam göbeğine bakan gözleri resmen lacivert bakıyordu bana doğru renginin solukluğu herşeyi anlatmıştı bile...evden çıkarken teyzemin uyandıramıyorum dediği kulaklarımda ve içimde o gerçekle gitmiştim yanına ... Ve içimdeki gerçeği görünce malesef yanılmamıştım ex olduğunu anladım ve herkese yine ben dile getirdim acı da olsa...bu hayatımda ilk değildi ama sanırım son da olmayacak...ben de dahil herkesi şok eden bir gidişti bu , ve tam iki ay önce getirdiğim annanemi yine götürmek dedemin yanına bizlere düştü :( 

Hayatın bir kez daha planlar yaparken karşımıza çıkardığı gerçeklerle yüzleşmiştik ailecek...Gurbette olmak bazı şeyleri yanlız kalıp yapmak bir kez daha zor olmuştu hepimize...Hani derler ya ölmeye gör herşey arkandan çabucak oluyor diye aynen öyle tecrübeyle sabitlendi bu bir kez daha...

Ama en güzel yanı çekmedi çektirmedi dedem gibi hayat arkadaşı gibi pat diye gidiverdi yalan dünya dan gerçek dünya ya...Ve mutlu bir gidişti O'nun için diye düşünüyorum onu üzmeyen mutlu olduğu evladının yanında yatağında bırakmıştı bizleri...

Bu yüzdendi sessizliğim...Yazmak istedim buraya, sevinçler gibi hüzünlerimi de sizlerle paylaşmak, az da olsa rahatlatıyor beni...Şimdi tam bugün on beş gün olmuş  bir haftasını memlekette geçirdik bir haftadır da teyzoşumu yalnız bırakmıyorum evinde onunlayım bir süre daha böyle gider sanırım,ama iyiyim(z) en azından olmak zorundayız...

Mavi gözlü güzel Kadın! 
Nur içinde yat ! mekanın cennet,yolun ışık olsun ! seni sevdiğimi hep söylerdim yine söylüyorum seni seviyorum Annanem :(

Bir güneşli, bir yağan İstanbul'da herkese güzel haftalar diliyorum...

Nisan ! 
hadi bize baharında açan çiçekler gibi evlerimize,ruhumuza,kalbimize yenilikler getir,tüm güzelliklerini sun bizlere...

Sevgiler

6 Mart 2012 Salı

Uçurum


Belki Başka Hayatta...








Şimdi nerede aşk, nerede sevda?

Saramaz bu yarayı, kanamakta

Ne yarın var bana, ne de rüya
İçim kırgın, içim isyanlarda
Soldu bahar, bak döndü kışa...

Bir masal var yaşar, uzaklarda
Bu ömür yetmez ona kavuşmaya
Ölmek için artık çok geç,
Belki başka hayatta,
Başka hayatta...



Bu aralar Atv de salı akşamları yayınlanan ''Uçurum'' adlı diziye takıldım...

Yukarıda paylaştığımda bugün yayınlanacak bölümün fragmanında dinlediğim parça sözleri harika ! ama söyleyen 
ses hepsinden Süper !

Paylaşmak istedim unutmamak adına götürüyor beni çünkü uzaklara :)

Ben yarın akşam kısada olsa Fatsa'ya gidiyorum evime :) 

Şimdiden herkese güzel  günler diliyorum hatta güzel hafta sonları :))

Sevgiler

2 Mart 2012 Cuma

'' Mart ''

             '' Suya düşmüş yaprak misaliyim ''

sanki istemeden oradan oraya akıp gidiyorum bu aralar ! Yani İstanbul'a geldiğimden bu yana halet-i ruhiye'm o kadar gel-gitler de ki bir türlü yazmak gelmedi içimden :(
Ama dedim ki artık yaz bak yılın üçüncü ayına girmişiz hatta ikinci günündeyiz.Çok beklentin yok biliyorum bir iki dilekten başka ama yinede yaz ki rahatla dedi iç ses...

Geldik yerleştik bu çok sevdiğim hatta aşık olduğum Şehr-i İstanbul'a , aslında biz değil Abimler yerleştiler bizde mecburen yeğenimi bakacak kimse olmayınca geldik peşleri sıra annem ile ben :) ama zor geldi tabi ki mecburiyet ikimize de nedense bu sefer ya da bu aralar mutlu etmedi beni bu şehir belki de gel-gitlerden sebep...
Evimizi dağıtmadık duruyor sadece kısa sürelide olsa yaz başlangıcına kadar buradayız ufaklığın okulu var malum :) öğleden sonraları gidiyor öğleye kadar bizimle kendileri bizde onu okula gönderdikten sonra hava güzelse anneyle pazarları dolaşıyoruz markete şuraya buraya gidiyoruz hava şartlarının el verdiği sürece :)
Asıl benden çok anne mutsuz :( komşuları yok sıkılıyor, çat kapı gelen gidenimiz yok eee biz alışmışız telefon açıp hadi çayı demledik gelin demeye :) olmayınca bu durum sıkılıyor tabı ki o zamanda beni de sıkıyor üstüne üstlük torunu da üzerse yandık yani :)

İşte böyle bir ayı bitirdik ! ama şunu anladım ki eskiden nasıl yaşanıyormuş öyle maaile bir arada şaşıyorum gerçi babanem de bizimle yaşadı 25 sene kadar hatta 4 sene de benimleydi çalıştığım süreçte şimdi amcamlarda kalıyor ama yine de zormuş yani ne bileyim galiba şuan insanların tahammül sınırları az birbirlerine karşı...
Neyse çok uzun olmasın sıkılmasın kimse okurken işte bu sebeplerden dolayı alışmaya çalışırken ev hallerine sizlerden uzak kaldım,okuyamadım yazamadım aslında kendimden de uzak kalmış oluyorum çünkü burada olunca daha kendim gibi oluyorum birbirimizi okudukça daha yakın hissediyorum sizleri kendime :)

Bu arada çok da boş kalmadım evde :) bir yumak mutluluk yaşayarak verdim kendimi örgü örmeye :) ayrıca bir taraftan etamin yapıyorum,kitap okumaya çalışıyorum öyle geçiyor zaman...

Umarım Mart ayı biraz daha iyi geçer,herkes için ..
Birde soğukları olmasa daha iyi olacak inşallah , peşinden gelecek ay'ı herkes dört gözle bekler oldu :)

Sadece beklediğim bir haber  var ve bir dileğim değerli biri için umarım her şey onun için düzelir ve yoluna girer o mutlu olursa bende olacağım çünkü :)
Çok arayı açmamaya çalışacağım bundan sonra her gün bir şeyler yazanlara hayran kalıyorum vallahi :)

Herkese biterse soğuklar güzel bir ay ve güzel hafta sonları diliyorum...
Sevgiler...

Not : buraya yazmak istedim güzel haberler okuyorum sosyal ağlarda anne olan blog dostları anne adayları o kadar mutlu oluyorum ki onlar adına buraya not düşmek istedim :) Sevgili Ceyda,Başak ,Noni ve Sıla 



18 Ocak 2012 Çarşamba

Gidiyorum / Geliyorum


Gidiyorum ben yoksa geliyorum mu desem acaba :) Şehr-i İstanbul'uma ...
Yarın sabah yolculuk başlıyor ve uzun bir süre orda olucam ailevi sebeplerden dolayı :) abimin iş değişikliği taşınmaları ve tekrardan İstanbullu olmalarından sebep :)) hadi bakalım hayırlısı deyip yola koyuluyoruz ailecek...

Şikayetçiyim kendimden sizlere :) ne yazabildim ne okuyabildim tembel oldum ben bu yeni yılda :))
ama bloga karşı diğer,  türlü tembellik yapıyorum sanılmasın sakın...

Bu sefer nedense hiç çekmiyor ayaklarım o sevdiğim şehre gelmeyi / gitmeyi nedendir bilemiyorum galiba zorunlu olmak buna sebep diye düşünüyorum ama diğer taraftan artık blog arkadaşlarıma daha iyi vakit ayırabileceğim tanışmak görüşmek için en çok da buna seviniyorum...Ama sevgili den ayrılmak yanıma zarar tabi ki ama ne yapacaksın idare dünyası diye buna diyorlar sanırım :)) belki yokluğumu anlarda elini çabuk tutar değil mi ama :))

Diğer taraftan herşey yolunda hayatımda artık daha az üzülmeyi öğrenmeye başladım ya da ne bileyim denemeye çalışıyorum açıkcası biraz daha sevdiğim şeyleri yapmaya başladım mutlu olduğum insanlarla olmaya başladım ve şuan ayrılacağım içinde buralardan biraz hüzünlüyüm yine de döneceğim için de umutluyum.
Yine uzun bir süre belki yazamayabilir ,okuyamayabilirim belki de tam tersi olur bakalım taşınma yerleşme dinlenme derken bir haftayı bulacak gibi :) Bu arada İstanbulda yaşayan ve beni okuyan blog arkadaşlarım Maltepe tarafındayım duyrulur :))

Herkese şimdiden güzel hafta sonları ,ayrıca okullar tatil olucak ! İnşallah Kar yağarda zevkli geçer tatiliniz :))

Sevgiler...