31 Aralık 2011 Cumartesi

ikibinoniki !



Yeni Yıl Hepimize Sağlık , Mutluluk , Huzur , Şans , Aşk ve Gönlümüzden geçirdiğimiz tüm güzellikleri getirir inşallah :))

İyi Seneler !

Sevgiler...

Not ; yazacak çok şey vardı aslında aklımda ama şuan çok yakın dostlarımızın evinden yazıyorum...
Ve bir önceki postumda yazdığım birşey vardı beklediğim haber geldi :) iş değil ama aşk :)

30 Aralık 2011 Cuma

Kartlarım :)

Geçen yıl başlayan Yeni Yıl Kart etkinliğimiz bu yıl da devam etti ve ben yine listedeki yerimi aldım :))
İşte aşağıdaki kartlar benim posta kutumu ziyaret edip beni mutlu edenler :))






Ve bu güzellikleri bana gönderen tüm blog arkadaşlarım ;
öncelikle etkinliğimizi devam ettiren kalbi güzel kadın Leylak Dalı 'na ,Lale ablaya,Zeynep'e,Natali'ye,Hümeyra'ma,çok uzaklardan Sergül'e, Kara Kitap'a , Buğday tanesine ,Macera kitabım , Neslihan Çikolata Fabrikasına , Reyhan'a ( nazpek) ,Hayriye'ye ,Misonun güzel sahibesi Nonim'e ve blogu olmayıp aramıza katılan Tülay'a çok teşekkkür eder ve sevgilerimi gönderiyorum buradan çok mutlu ettiniz beni :) umarım benim gönderdiğim kartlarda elinize ulaşmıştır a dostlar !

Kartlardan biri var ki benim için yazdığı paylaştığı ve bilmediğim onun sayesinde öğrendiğim bir şiir var ki ! beni çok mutlu etti çok teşekkürler canım ablam :))
Ve bu benim ilk yeni yıl hediyem :) Leylak Dalından !

Burcu , sen
sen ekmekle suyun çalınmadığı yerde uyursun
Sıçrayıp durduğu çayırda,küçücük bir tayın 
duvarların yıkıldığı bahçelerde ve iyileştiği yerde yaralı bülbülün  

Burcu ,uyandığında sen
gözlerinin rengi denizleri tanımlar
ve yüreğini tamamlar Aşk
kalabalığın içinde sallanan
beyaz eldivenli bir el gibi... 
                       Akgün Akova  

Çok teşekkürler tekrardan bu hediyesi ve paylaşımı için :))

Yeni Yıl postunda :))

Görüşürüz Sevgiler...
















20 Aralık 2011 Salı

Bir Yumak Mutluluk






Bir akşam dedim ki Annem'e hadi dedim karşı komşumuza gidelim oturmaya :) Ayşegül adı komşumuzun ve şuan hamile bebeği olucak kız :) hem bakalım nasılmış hem de bir kahve içelim dedim :) gittik kahvemizi içtik :) annesi varmış yanında yalnız değilmiş :) böyle sohbet ederken Bu kitabı önerdi anneme annesi :)
Tabi ki ben birçok blog arkadaşımdan duyduğum için bu kitabı dedim ki evet çok güzelmiş al anne :)) aldık almasına ve ben annemden önce okudum bitirdim...
Ve kitapdan...

* İpler ilmeklere can katar, örgü dostlukları güçlendirir ; el işleri ise nesilleri birbirine bağlar.

* Örgü örebilir,talimatlara uymayı başarabilirseniz her şeyi yapabilirsiniz.

* Hayatlarımızın birbirine örüldüğü bu dünya da örgü örmek,bana hayatımı zenginleştiren kadınlarla bağ kurma  fırsatı tanıyor.

*Örgü örmek ; verdiğiniz emeklerin sonucunda sizlere işe yarar,sevgi dolu ,sıcacık bir elişi sunan rahatlatıcı ve huzur verici bir yaratıcılık işidir.

* Örgü örecek kadar sabrı olmadığını söyleyenler,örgü örerek hayatlarında en büyük değişimi tadacak olanlardır...

İşte bu kadar anlamlı cümleler mevcut kitap da , 
Ve '' Bir Yumak Mutluluk '' adındaki bir dükkanda belki sorsalar bir araya gelmeleri mümkün olmayan dört bayanın başından geçenler kaleme alınmış. iyi ki de alınmış bence ben çok beğendim ama Lydia nın hayatını okurken gözyaşlarımı da tutamadım açıkcası :( 

Yani anlayacağınız ben bu kitabı çok beğendim ve de tavsiye ederim herkese !


Bu aralar evdeyim , kurstayım sitede ki , hatta çoğunlukla misafirlikteyim, kahvedeyim, çaydayım :) yani gezmekle meşgulüm ve hergün posta kutusunu denetlemekteyim :))

Bugün annem ile köyümüze gittik bağ bahçe temizliği yaptık :) biraz gül, biraz asma budadım , ot çöp temizledik mis gibi havada :) güller dikdik çiçeklerde tabi ki ! negatifleri attık yani toprağa üstümüzdeki :))

Ve dönüşte kapının önünde zarflar vardi beni bekleyen :) mutlu mutlu açtım okudum içindekileri :) ve biri beni o kadar memnun etti ki yazdığı şiir ile :) o kendini bilir okursa eğer :) bunu ayrı bir post olarak yazıcam artık...

Ben de dün verdim postaya kartlarımı ! yarın da göndericem yine umarım beğenirsiniz blog arkadaşlarım :))

Herkese güzel günler...
Sevgiler...


13 Aralık 2011 Salı

bir yaşında olmuşum :)

Blogum bir yaşında olmuş :) ve bunu geçirmişim :( ayın onikisi kalmış hep aklımda bekliyorum ki o gün yazayım ,ama şöyle geçmişe bir baktım ki 2 Aralıkmış başlangıcım...

Yazamıyorum ,on üç gün olmuş yazacağım şeyler var aslında paylaşacaklarım okuduklarım izlediklerim ama bir türlü yazmak gelmedi içimden buradaydım okudum yorum bıraktım ama kendim için yazamadım bir türlü :(
Gel-git lerim var yüreğimde kabul edemediğim , beklediğim haberler var gelemeyen , cevapsız sorularım , cevapsız telefonlarım...anlayacağınız yüreğimde olumsuz giden bir sürü sorun...

Yine de şükretmesini unutmuyorum başımı yastığa koyduğumda dua etmeyi de tabi ki ama yine de yüreğimi ferahlatmayı bir türlü beceremiyorum her zaman olmasa da...

Bir yaşına girdim ya blog dünyasında tam iki yüz takipçim olmuş benim ne güzel ne mutlu :) burada yaşadığım mutluluklar olmasa belki hiç bir şeyin anlamı olmayacak benim için bu aralar...

Yine de isyan ettiğimi düşünmeyin sakın etmiyorum sağlığım yerinde diyorum en azından sevdiğim insanlar var diyorum çevremde hatta bir telefon kadar uzağımda bunları unutmuyorum asla silkelenip kendime geleceğimi de biliyorum ama biraz zaman veriyorum kendime yaşadıklarıma bir de göbek adım sabretmek ya sabrediyorum bolca...

Blog dünyasında olmaktan , bir çok arkadaş tanımaktan uzaklardan da olsa takip edilmekten bir merhaba denmesinden çok Mutluyum ! hem de çok iyi ki varsınız sizler iyi ki başlamışım yazmaya az da olsa :))

Bu yıl da katıldım yine Sevgili Leylak Dalı 'nın geçen yıl başlattığı yeni yıl kartı etkinliğine , bakalım bu sene kimlerden gelicek kartlarım kimlere gidicek :)) sabırsızlıkla bekliyorum ...

Yeni yıl yaklaşırken her şeyin daha iyi olması için bol bol dua ediyorum herkes için tüm dünya için...

Sizlerle olmaktan çok mutluyum !
Herkese güzel haftalar diliyorum.
Sevgiler...

30 Kasım 2011 Çarşamba

Hazan Bitmeden !



Kasım da aldı başını gidiyor...


Bitiyor ya bugün inşallah giderken yanında hüznü,hazanı da alıp götürür yeni ayla ve yılın son ayıyla güzellikler gelir hepimizin yüreğine :)

* Sevemedim bu sefer seni Kasım.En sevdiğim insanı aldın ya belki ondandır...
* Önceden daha anlamlı idi benim için çünkü ; o en sevdiğim kişi bu ay da doğmuştu :( (22 kasım )

Her sabah kalkınca hiç mi sevmiyorum dedim kendime sordum hep.Sonra dedim ki güzellikleri de var yok değil aslında...

* Canım dostum bu ay da doğdu hatta minik kızı Yağmur'u bu ay da doğurdu.

* Annem için,Sevgili Babam için hatta kız kardeşim Ezo'm için özel bir gün var  24 Kasım. 

* Ve o tabiatın aldığı renk cümbüşü :) Sarının,turuncunun,kırmızının ve yeşilin tonları...

* Deniz'in aldığı renk griler,maviler...

* Yağmur'un verdiği serinlik...

Ama artık sıkıldım gerçekten hem de çok sıkıldım hani arada kaçma imkanlarım olmasaydı daha bir hüzün düşerdi sanırım yüreğime.Bitiyorsun ya pek seviniyorum :) 

Yeni ay ile daha güneşli günler gelsin istiyorum. Hatta yılın son ayı ya güzel planlar yapalım istiyorum,hani genelde gerçekleşmese de o yapılan planlar yine de  yapalım istiyorum daha çok sevelim daha çok gezelim daha çok gülelim olur mu :)

Yani ben Aralık ayından çok şey bekliyorum !

Çok uzun zamandır beklediğim şey'in haberinin artık gelmesini diliyorum.

Yani beklentim yüksek bir şekilde Aralık ayını karşılıyorum a dostlar :)




23 Kasım 2011 Çarşamba

Gitmeli Bazen !






Gidiyorum ben yine o en sevdiğim şehrime :)) İstanbul'uma...

Aslında yazmayalı çok olmuş ne yazacak çok şey var ne az ama paylaşacak anılar yok değil...
Kasım ayını da bitirmeye az kalmışken bu ay içinde kutlanması gereken bir doğum günü var aslında hatta bir değil iki :) 
Hem güzel dostumun hem de aynı gün dünya ya getirdiği yavrusunun :)) merak edenler için doğum hikayesi burada bu güzel insanın objektifinden :)
İşte ben o ilk doğum günün de teyzesi olarak yanında bulunmak için yaklaşık bir saat sonra yola çıkıyorum canım dostum'un yanında olmak için :)) o güzel anlarını yaşayabilmek için ...
Neredeyse mutluluktan uçacağım yanlarında olabileceğim için :) 
Kasım ayı girdiğinden bu yana annem ile aramızda geçen diyalog bunun üzerine anne gidebilir miyim sence gitsem mi acaba yok yok gitmeyeyim bir kaç günlüğüne sonra sil baştan gitsem iyi olur aslında bu böyle devam eder gider en sonun da Canım Annem hadi gitmek istiyorsan git dedi ama çok kalma :)) ben de tamam dedim hayır demek olmazdı :))

Gelince güzel paylaşımlarım olur Minik Yağmur'un doğum günü adına hatta belki gezmelerimde olur  :))
Herkese hem güzel günler hem güzel hafta sonları diliyorum...
Sevgiyle kalın !

5 Kasım 2011 Cumartesi

Huzurlu olsun bu BAYRAM !



Herkese dopdolu,mutlu,huzurlu,sevgi dolu güzel bayramlar diliyorum...
Umarım bu bayram üzücü haberler duymaz görmeyiz kazasız belasız geçsin bayramımız.
Kurban Bayramımız Kutlu Olsun !
Sevgiler...

3 Kasım 2011 Perşembe

Bugün O'nsuzluğun 365 Günü !

Bugün tam 365 gün doldu O'nsuz...
Babamsız bir yılı tamamladık ,biz bugün :(


Ne söylesem ne yazsam az aslında ,hani derler ya zaman her şeyin ilacıdır diye bu sefer tam tersi zaman unutturmuyor ama acısını,hasretini,özlemini daha çok büyütüyor...
O kadar zor ki düşündüğün zaman her şey ,  yaşanılanlar film şeridi gibi gözümün önünden tam dokuz ay geçip gidiyor.Bazı zamanlar  kendimi kötü hissediyorum sanki ölümüne saygı duymayıp  hayatıma devam ediyorum gibime geliyor  :( ama sonra ben istesem de istemesem de güneş yeniden doğuyor yeniden batıyor yani hayat devam ediyor ! ...

Ben en çok yokluğunu kız kardeşimin düğününde hissettim Onsuz olmanın acısını...Kına yakılırken söylenen türküde tutamadım gözyaşlarımı dayanamadım ağladım hem ben hem annem :( çok zormuş dedim onsuz başarmak bunları ve kendimi düşündüm ya ben ne yaparım diye düşününce bile ağlayan ben o durumda nasıl olurum bilemiyorum :(

O gittiğinden beri anneyle yatıyorum ben niyeyse ne odama geçebiliyorum ne anneyi yalnız bırakıyorum belki yanlış ama yapamıyorum alışkanlıklardan vazgeçebilmek gerçekten zor oluyor ...eee birde ben tam on sene ayrı kaldım onlardan sanırım şimdi bu zamanları değerlendiriyorum...bu büyük acı olmadan önce işi bırakıp geldiğim için şükrediyorum hani her şer de bir hayır vardır ya işte geçireceğim aylar sayılıymış meğer Babam ile ...İyi ki diyorum iyi ki gelmişim...

Bu sanırım bundan sonra ki hayatımız için ilk değil ve son da olmayacak sayacağım günler ve yıllar açısından :(

Çok zormuş gerçekten yaşamak , hatırlamak,düşünmek her bir şey zormuş...
geçen sene bu saatleri hatırlıyorum da kaskatı olmuş vücudunun yanında oturuyor ve ellerine dokunuyordum :( işte o zaman soğuk ellerine dokundukça parmak yapımızın ne kadar çok birbirine benzediğini keşvetmiş ve buna çok sevinmiştim , içimden o becerikli ellerine benzemiş diye ellerim:( çok güzel etamin işlerdi o eller masa örtüleri,battaniyeler,seccadeler ve yatak örtüleri...O kadar hatırası var ki bizde ve bir sürü eş dostta... 

Sanırım duygularımın,hissiyatımın tavan yaptığı şu günlerde anlatmak yazabilmek çok zor ...
hani derler ya kaybetmeden önce bilmeliyiz anlamalıyız yüreğimize dokunan hayatımızdaki herşeyin cansız bile olsa kıymetini ! ben elimden geldiği kadar bilmeye çalışırım herkesin her birşeyin değerini umarım babamında bilmişimdir değerini...her fırsatta dile getirdim onu sevdiğimi :) bu yüzden pişman değilim keşke demiyorum en azından söylemeyi becerebildim soğuk durmadım kalmadım diye...biz hep yakın olduk babamıza yaşadığı sürece hala da yakın hissediyorum ne kadar dokunamasak da birbirimize...
Çok uzun oldu duygularım bu sefer biliyorum sadece içimdekileri yazmak iyi geliyor bana da herkes gibi...

Onu bugün sabah erkenden ziyaret ettik , okuma yaptırdık sevdiklerimizle.Allah kabul eder inşallah.O kadar iyi biriydi ki kimseyi inciltmemiş,kırmamıştır hayatı boyunca. melek gibiydin sen... 

Mekanın Cennet olsun Canım Babacığım...
Seni Seviyorum...





2 Kasım 2011 Çarşamba

Kasım !



Kasım da Aşk başkadır !

Her Kasım ayı geldiğinde hep aklıma bu film gelir.Tam on bir sene önce anlamlı bir günde anlamlı biriyle izlenmiştim bu filmi...
Şimdi ise bu ay ; belki insanların hayatında Eylül kadar anlamlıdır hani sarının tonunun daha güzel olduğu,güneşin farklı doğup farklı battığı gökyüzünün renginin denize daha farklı yansıdığı bir ay ama benim için güzel günler kadar -ki geçen seneye kadar öyleydi şimdi hüzün dolu içinde O'nsuz kalmanın acısının büyüdüğü hasretin özlemin dopdolu olduğu bir ay...

Güzellikleri de var tabi ki değerli bir dostumun doğum günü hatta  güzel kızının da ! benim ilk iş hayatına başladığım ay ! sene doksandokuz...
Yıllar boyu annemin,sevgili babamın,teyzelerimin öğretmenler gününü kutladığım ay Kasım...
Ama nedense yine de hüzün var içinde hüzün...neyse...daha fazla olmasın :)

Ben geldim o çok sevdiğim Şehr-i İstanbul dan.
İş görüşmesi için gitmiştim,görüştüm, konuştum anlaştım mı onu bilemiyorum artık onlar beni arayacaklarmış :) 
Bu gidişin güzel yanı yaklaşık iki buçuk senedir görmediğim,ev arkadaşımla buluşmam oldu :) o kalktı Kütahya dan geldi ben Fatsa dan ve biz çok güzel vakit geçirdik çayımızı içtik dertleştik sahilde yürüyüş yaptık hava her ne kadar soğuk olsa da yıllar sonra onu görmek hem bana hem ona çok güzel geldi buna eminim :) fotoğraflar ve yaşadığım güzel bir an bir başka postta gelecek :))

Umarım bu ay herkes için hepimiz için güzellikler getirir her ne kadar içinde hüznü barındırsa da...
Güzel başlangıçların olduğu umutların gerçekleştiği güzel günler...
Şuan hala yaralarının sarılmasını bekleyen bir sürü vatandaşımız var Van da umuyorum bundan sonra tüm sıkıntıları geçer ve onlar için hayat daha bir güzel olur...
Sevgiler...

25 Ekim 2011 Salı

Herkes Gibiyim ...

Ne yazacağımı ne söyleyeceğimi bilmediğim bir hallerdeyim açıkcası herkes gibiyim...
Her yerde karabulutların gezdiği besbelli bir tarafta vatanı uğruna canını feda eden askerlerimize üzülürken bir yandan da doğal afetin aldığı can kayıpları :( ne dilesek ne söylesek az gerçekten ateş düştüğü yeri yakıyor bu kabul edemediğimiz bir gerçek. Hepimizin birbirine destek olma zamanı...Eminim ki herkes elinden gelen yardımı maddi,manevi,giyim,gıda yapıyordur ya da yapacaktır umarım en kısa zamanda yaralarının sarılmasını diliyorum canı gönülden...Yapılan yardımlarında birinci elden ulaşması temennim...

Paylaşmak istediğim güzel şeyler var aslında ama şimdi ne yüreğim ister ne de sırasıdır...
Yarın akşam o en sevdiğim şehre yani İstanbul'a gidiyorum...
Bu sefer belki yeni başlangıçlar için belki de olmayacak bir umut için bakalım her şey Cuma günü yapacağım görüşmeden sonra belli olacak...Hakkımda hayırlısı diyorum ...

Herkese sağlıklı günler diliyorum daha güzel haberlerle başlayacağımız güzel günler...
Sevdiklerini kaybedenlere başsağlığı diliyorum canı gönülden bu acıyı yaşayanlar bilir umarım bundan sonraki hayatları acısız olur...
Sevgiler...

9 Ekim 2011 Pazar

Ankara' dan devam


Fotoğraflarla kale 'ye devam ...








Bu kapıları çekerken aklıma ilk gelen kişi Sevgili Leylak Dalıydı :)












Pirinç Han dayız




Ve ben patlıcanlı gözleme eşliğinde ,Suzim de peynirli gözleme eşliğinde çaylarımızı yudumladık.bu arada benim gözlemem harikaydı :)








Günün sonunda beni en çok mutlu eden şey arkadaşımın doğum günü hediyesi olarak aldığı bileklik ve Ankara'da hediye edilen İstanbul kitabı :) günün bonusu bunlar bana :)



Ve ben de Kale hatırası hem kendime hem de arkadaşıma kitap ayracı aldım öpüşen güvercinler!  harikalar değil mi :)) hala bayılırım öpüşen kuşlara...
Çok küçükken görmüşüm kuşları öpüşürken bağırarak söylemişim anneme hep onu hatırlatır bana :))
Kısacık Ankara postumu da tamamladım böylelikle...ama sanırım beni yine bekliyor oralar belki de bu hafta :))
Herkese güzel haftalar olsun !
Sevgiler...



8 Ekim 2011 Cumartesi

Ankara'dan geçtim

Ekim !
yeni bir ay'a merhaba dedik hatta yedi günü geçti gitti bile ...
ama sizlere geçen ayın son günlerinde bir gün geçirdiğim güzel bir günü paylaşmak istiyorum,başlığı gören sevgili ankaralı blog arkadaşlarım belki bana kızarlar içlerinden haber neden vermedin diye ama kısacıktı bir gün ordaydım desem yalan olmaz ...
Gitmem gereken bir düğün için -ki bu düğün İskendurunda olacaktı ve ben onsekiz saat süren yolu gitmeyi göze alamadım ankara üzerinden geçmek daha az yorucu olucaktı benim için belki hiç bile gitmeyebilirdim ki öyle oldu :) gerçi orda olmaktan mutlu olacağım kişiler vardı fakat şartlar onu gerektirdi...
İlkokuldan bu yana ayrılmadığım dostum var benim adı Suzan benim çilli begonyamdır kendileri :) yaz tatilinden sebep memleketteydi onunla birlikte çıktık yola  çarsamba sabahı.yolculuğumuz  nerdeyse on saat kadar sürdü biraz sıkıcı ve sıcaktı ama iki film yanımıza kar kaldı açıkcası bu yolculuktan :)
İner inmez doğru eve valizleri bıraktık hemen aç karnımızı doyurmaya beni Kentparka götürdü canım arkadaşım :) sonrası malum uyku....

Ertesi yani perşembe günü kendisi öğretmen olduğu için doğru okuluna bir merhaba demek gerekti malum seminerin son iki günü kalmıştı :) ondan sonrası benim için harika bir gün oldu :))

Kale ye çıktık birlikte !
hava çok sıcaktı ama ben bayıldım bayıldım doyamadım oraya dedim ki her geldiğimde gelelim buraya daha ayrıntılı gezelim görelim :) aklımda kalan alamadığım çok şey oldu burda bir dahaki sefere almak adına not düşüldü :) sanırım bundan sonrasını fotoğraflar anlatır sizlere :))














bu eve bayıldım ben :) sarmaşıkların sarmalamasına sanki sevdiğini kucaklar gibi sarmış :))










Gezmeden yorulduğumuz anda hadi dedi türk kahvesi içelim bu güzel cafe de :))
eee hayır denir mi bu teklife :) kahveleri beklerken balkonda yediğimiz üzümlerin tadı harikaydı...



                                     Kahvelerin yanında eşlik eden lokumlar daha bir tatlıydı :)






                                 Çok güzel zaman geçirdim ben Ankara da Kale de bir gün de olsa :) Pirinç han da çok güzel gözleme yedik :) afiyetle ve bunun günün bonusu bana çok güzel bir bileklik aldı doğum günü hediyesi olarak canım dostum çok teşekkürler burdan ona tekrardan...
Fotoğraflar bununla sınırlı değil tabiki 2.ci bir post gerekecek sanırım.En kısa zamanda tekrar gitmek gezmek gerekli oraları şöyle içine sindire sindire ... 
Bu sefer haber vereceğim ey blog arkadaşlarım ... 

Herkese güzel hafta sonları yağmurlar gelmeden tadını çıkartın :)
Sevgiler...